6'lı Masa Saraçhane'de meydana çıkıyor..

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verildi. Altılı masa liderleri İmamoğlu'na verilen cezaya karşı Saraçhane'deki İBB binası önünde halkla buluştu. Liderler Saraçhane'de konuşmalar yapıyor. 6'lı Masa'dan Temel Karamollaoğlu mitinge katılamayacak. Saraçhane'de ilk konuşmayı İmamoğlu yaptı.

6'lı Masa Saraçhane'de meydana çıkıyor..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak verilmesinin ardından Altılı Masa'nın liderleri destek için Saraçhane'de buluştu.

“Millet, iradesine sahip çıkıyor” sloganıyla toplanan miting öncesi Saraçhane'de İstanbullular toplandı.

Mitingde 6'lı Masa'daki liderler konuşma yapıyor. Saraçhane programına Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun yerine Saadet Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Sabri Tekir katıldı. 

Karamollaoğlu'nun bir sağlık sorunu nedeniyle programa katılamayacağı belirtildi.

İmamoğlu’na verilen siyasi yasak ve hapis cezası kararı sonrası Saraçhane’de düzenlenen etkinliğe altılı masadan siyasetçiler de katıldı.

Saraçhane'deki mitingle ilgili tüm gelişmeler KRT TV canlı yayınında anbean aktarılıyor.

Karamollaoğlu Twitter hesabından, "Önceden planlanan ve tehir etme durumumuzun olmadığı bir hastane randevum nedeniyle Saraçhane’de gerçekleştirilecek anlamlı programa katılamıyorum. Orada bulunan herkese canıgönülden selamlarımı iletiyorum. Hepimizin ortak talebi: Önce Adalet, Her daim Adalet, Herkese Adalet!" açıklamasını yaptı.

‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK’ SLOGANLARI

Alana gelen vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla 'Hak, hukuk, adalet' ve ‘Her şey çok güzel olacak' sloganları attı.

10 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SARAÇHANE’DE

10 büyükşehir belediye başkanı, Saraçhane’deki etkinliğe katılım sağladı.

"MİLLİ İRADEYE DARBE YAPANLARI GÖNDERECEĞİZ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, "Adalet ya gelecek ya gelecek." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama şu şekilde:

"11 Madde halinde düşüncelerini sizlerle paylaşacağım:

1 - Adalet kutup yıldız gibidir. Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımz adaletsizlik. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Adalet ya gelecek ya gelecek.

2- Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmazsa adaletsizlik olur.

3- Adaleti dağıtacak kişi, Saray'ın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin fetva yanlıştır.

4- Milli irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur. Hakimiyet egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vuruşmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur.

5- Adalet bugün temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü sokakta herhangi bir vatandaşa sorun. Bu ülkede adalet var mı diye. Emin olun büyük bir kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Biz altılı masa olarak adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bugün Türkiye'de hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz.
6 - Yargıç koltuğunda yargıyı itibarsızlaştıranlar var. uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazsan, parti teşkilatından gelenler hakim koltuğuna oturdular. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7 - Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Vekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul il başkanımız da siyasi yasak kapsamına alındı.

8- Şunu herkes çok iyi bilsin. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milim geri adım attırmayacaktır. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Açık ve net ifade edeyim hiç kimse hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz.

9 - Göndereceğiz, göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin, altılı masa kararlı. Bu ülkeye huzuru, bereketi, adaleti getireceğiz.

10 - Hiç kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir maratondur. Maratonun sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek. Asla başınızı öne eğmeyin, önümüzde altı ay kaldı. Siz de haykırın. İktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz.

Ayrıntılar geliyor...

EKREM İMAMOĞLU'NUN SARAÇHANE MEYDANI'NDA YAPTIĞI KONUŞMA

İmamoğlu şu konuşmayı yaptı:

Evinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Burası Saraçhane. Burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. 

Sizlere soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyorlar?

31 Mart'ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. Sandığa attığınız 4 oy pusulasından 3'ü geçerli, İBB için kullandığınız oy ise geçersizdir dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler. 

Bizden bir gün önce İBB'ye kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3.5 yıldır bu bankalardan bir kuruş vermiyorlar.

16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar? Eskiden bu şehirde taksilerile ilgili kararları sizin seçtiğiniz İBB alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar Ankara'dan alınacak diyorlar.

Eskiden GeziParkı'nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz İBB'ye aitti. Yok dediler. Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak, biz yöneteceğiz dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim.  Ama siz ne yaptınız? Bir kere değil, iki kere üst üste Belediye Başkanı seçtiniz.

Sizin seçtiğiniz Belediye Başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka hakime karar çıkarttılar.

(Hükümet istifa sloganları atılıyor) Yok, öyle kolay kaçmak yok. Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada.

Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta, hasta. Hem de çok hasta. Bunlar milletin iradesine karşı alerjisi olan insanlar.

Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok. Ama başka türlü bir karar çıkarsa bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapsınlar. Nafile.

Her şeyi yok sayıyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada işte bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için, haksızlığa, adaletsizliğe karşı buradayız.

Milyonlarca insan harekete geçiyor, demokrasi için, özgürlük için, hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor. 

Bu bir adalet refleksidir. Sizlerin ortaya koyduğunuz şey bu rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkçası vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlarda olur.  

Seçim sonuçlarını hazmedemiyorsanız, siyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse, 85 milyon Türkiye yurttaşını bir ve eşit görmüyorsanız siz bu ülkeyi yönetemezsiniz.

Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz. Bir takım çıkar gruplarını, seçilmiş dernekleri, vakıfları yönetiyorsunuz. İstanbul'da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar.

Ben seçimden önce hemşehrilerimden yetki isterken dedim ki, görevi verin bu israf düzenini yok edelim. Hatta, hepinize hesap vereceğimizi, şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ilave ettim.

Kişilere, gruplara, derneklere, vakıflara, cemaatlere, partilere, kişisel yakınlığınızın olduğu, sadece kayırmacılık yaptığınız bu tarz kurumlara ve gruplara yakın olmayacağız dedik.

İstanbul'da insaf düzeni kurduk, insaf düzeni oluşturduk. İnsaf onların bilmediği şeydir. İnsaf düzeni vicdana ve mantığa dayanan adalet demektir.

İstanbul 3.5 yıldır vicdana ve mantığa uygun bir şekilde yönetiliyor. İstanbul'da artık hiçbir zaman İstanbullu'nun kaynığını heba edecek bir düzene asla izin verilmeyecek.

Biliyoruz ki, Türkiye de aynen şu şiarla görevini yapan 11 Büyükşehir Belediye Başkanımız sayesinde israf düzenini milletimiz istemiyor. Vatandaşın iradesini yok saymak için bin bir numara çeviriyorlar.

Cumhuriyet, yöneticilerin, yani bizlerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi görevden almak haddini bilmemektir.

100. yılına girerken, gururla izinde yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyeti, bu topraklarda yaşayan herkesi bir ve eşit olsun, özgür ve onurlu yaşasın diye kuruldu. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.

Atatürk'ün dediği gibi; toplumda hürriyet, eşitlik ve adalet için Cumhuriyet kuruldu. Peki nasıl kuracağız? Yine Atatürk; milli egemenliğin kurulmasıyla diyor. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.

16 milyon İstanbullu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız, eşit biçimde saygı ve sevgi besleyenlerin yanında yanyana durmak istiyorsa adres burası, 6'lı masa.

Ben 16 milyonun yetki verdiği bir kardeşiniz olarak söylüyorum ki, 6'lı Masa'nın en çalışkan neferi olacağım. Bütün Genel Başkanlarımız huzurunda söz veriyorum.

Ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun birlikte, barış içinde, ortak bir geleceği inşa edebileceğine inanıyorum. Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum.

Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Ama çok şanslıyım. Benim İstanbullular, milletimiz, arkamda 16 milyon hemşehrim var.

Bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu büyük Türkiye ittifakı var arkamda. Sizler şu anda burada bu iradeye büyük güç kattınız. 

Buradaki birlik iradesi, toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe teslim etmeye çalışanların karşısında ülkenin tek umududur.

Buradaki irade Türkiye'nin demokratik ve güçlü bir devlete, huzurlu ve zengin bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmasının umudu, iradesi ve teminatıdır.

Kötülüklerin karşısında olacak, mazlumların yaşamsal teminatı olacak, hukuksuzluğa karşı duracak bir irade var burada. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hep birlikte işimiz çok.

Şair Namık Kemal'in dediği gibi, 'Zulüm ne kadar pervasız olursa olsun, zulmün binasını biz yıkarız. Dünyanın merkezine gömseler de, yerküreyi patlatır çıkarız'... 

Çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Vereceğimiz karar bellidir. Özgür, demokratik ülkenin, kanunlara saygılı vatandaşları olacağız. Ben çok umutluyum. 

Küçük bir azınlığın değil, 81 ilimizin, her etnik kökenin, her inancın yaşadığı yerden mutlu olduğu bir memleket istiyoruz. Kimsenin yargıyı sopa gibi kullanmaya cüret edemediği ortamı birlikte kuracağız.

3.5 yıl önce sizlerin kararını değiştirmek isteyenlere tam 2 kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz hiç kuşkum yok. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız.

Bu dava parti davası değil, bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası. 2023 çok güzel olacak. Yalnız benim yada senin için değil, bütün vatandaşlarımız için çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.

BABACAN: HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM

Saraçhane’de konuşan DEVA Partisi lideri Babacan, "Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç ay evvel Canan Hanım'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum" dedi.

Babacan, "Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç ay evvel Canan Hanım'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı tüm Türkiye duysun diye buradayım" dedi.

Babacan devamında, "Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü ele geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye, kendi rakibini ezmeye, başlıyor zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Dünün ezileni Sayın Erdoğan üste çıkınca zulmetmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz. Bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız" ifadelerini kullandı.

Babacan'ın açıklaması şu şekilde:

Devlet gücüne sahip olan, süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. Üç dönem kuralı vardı. 2015'te doldu bu üç dönem. Daha uçaktan gelirken ne demiş. Daha bırakmayacağım diyor. Yetmiyor. Şu andaki iktidar partisinin akitnamesinde vardır. Üç dönemi doldu. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz, o andan itibaren güç zehirlenmesi olur.

2018'den sonra tüm yetki tek elde toplayan, tek imzayla yöneten ülkeyi bataklıklara sürüklüyor.

Özgürce konuşan, cesur, zengin bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok. Biz buradayız. Biz halkın yanındayız, hakkın yanındayız.

Bu millet 24 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta silahla, topla tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet, Nazım Hikmet'lere, Ahmet Kaya'lara, Necip Fazıl'lara, Halide Edip'lere zulmedenleri, tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir.

İnanın bu millet, yargı oyunlarıyla kendi iradesini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk seçimde verecektir.

Unutmasınlar, Türkiye birden büyüktür…

UYSAL: ÇOK ÜZGÜNÜZ

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Bu yaşananlardan dolayı çok üzgünüm. Yeter söz milletindir diyorum.

Milli iradenin önüne set çekilmez. Millet o duvarı yıkıp atmıştır. İşte bugün de bu bitmeyen kin ve garez dün Ekrem İmamoğlu’na bu cezayı verdiler. Ama bilsinler ki bu kararın milletin vicdanında bir hükmü yoktur.

Bakmayın bunların isimlerinde Adalet ve Kalkınma olmasına. Buradan haykırıyorum, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı.

İşaret fişeğini buradan yaktığımız demokrasi mücadelemiz taçlanacak.

Bu millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor.