Padişahım çok yaşa

Bu hikayeyi iyi anlamak ve okumak gerek..

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde milenyumun birinde yedi tepeli bir

şehirde bir kral yaşarmış. Masal bu ya şehri İstanbul kralına dar gelir ne refah ne

fazilet kralı keser olmuş.

Boynuz kulağı geçmiş eski gömlekler çıkartılmış aklanmış paklanmış beyaz

saraydan helallik alınmış ampul yakılmış amma ve lakin şiiri pek seven bu kral

bir şiir okuyunca nezarethaneyi boylamış.


Kralın kankaları mutlu olmuş demiş: “Abdullah biz yolun yolcusuyuz vatan sana

emanet, çıkınca da sana bir güzellik buluruz.” Dedikleri gibi de yapmışlar nasıl

diye sormayın masal dedik ya allem etmiş,  kallem etmişler bir daha seçim

eylemişler. Sonunda kral muradına ermiş geçmiş koltuğuna oturmuş

İktidarı serpilmiş tahammül gerilemiş

Farklı fikri sevmezmiş asabi bir şahsiyetmiş

Tüm cihana kükremiş başbakanlık yetmemiş

Tek duymak istediği padişahım çok yaşa

Yönetilenler yönetenlerden bıkar olmuş umudu külhanbeyinde bulmuş milleti

kıran bu muhteremi teğet geçmiş. Askerde yan gelinip yatıladursun sermaye hiç

uyumazmış Türk'ün gücü cihanı sarmış gemiler din kardeşlerimize umut taşımış

ama Yozgat'ta Diyarbakır'da deniz yokmuş.

Bir gün mazlum bir gündeme kırat bir gün şair kralın yarın ne olacağı muamma

olmuş harçlık gibi verdiği hürriyeti tırpanla biçer kömürle istediği oyları Jop ile

toplar olmuş. Hem iktidar hem muhalefet hem Türk, hem Kürt hem ecnebi hem

milliyetçi olmaya çalışsan kral gün geçtikçe küplere biner olmuş olmuş amaaa..

İktidarı serpilmiş tahammül gerilemiş..

Farklı fikri sevmezmiş asabi bir şahsiyetmiş

Tüm cihana kükremiş başbakanlık yetmemiş

Tek duymak istediği padişahım çok yaşa


Eee yok muymuş bu zalim kralın karşısına dikilen. 
Olmaz olur mu ama onlarda

bir gün ak dediğine ertesi gün kara der soylarından soplarından utanırlarmış.

Velhasıl hiç bir şey memleketin güce tapan insanlarını ikna edememiş.

Vermişler reyini vermişler reyini çılgın krala aldıkça halkın reyini iyicene

çıldırmış bizimkisi pataklamış işçiyi öğrencisini doğmamış bebekten çıkmamış

kitaptan hesap sorar olmuş.

Katilleri salmış seçilmişleri tımarlamış ecnebiye postayı koymuş gündemi

bozkırdan yakacağını vermiş. Hakka özenmiş karalarla denizleri yakmak istemiş.

Ehhh be zalim hiç mi gülmeyecek bu milletin yüzü...

İktidarı serpilmiş tahammül gerilermiş

Farklı fikri sevmezmiş asabi bir şahsiyetmiş

Tüm cihana kükremiş başbakanlık yetmemiş

Tek duymak istediği padişahım çok yaşa

Son günlerde yaşanan olayları milletçe izliyoruz. Seçime kadar her açıdan

övünülüyordu: ‘’Şehit haber gelmiyor..’’ diye..

7 Haziran seçimlerine kadar süren bu duraklama devri, seçim sonuçları hüsranla

sonuçlanınca, bakıldı ki post elden gidiyor, padişahlık askıya asıldı, sürdürülen

devran, seçimle beraber tökezledi. İşte o an memleket yine eski halini alarak

anaların ağlaması devam etmeye başladı.

Koalisyon, azınlık hükümeti ikileminde oyalanırken; günler haftaları, haftalar

ayları kovaladı ve tamı tamına 2 ayı aşan bir süre geçti. Halen oyalama taktiği.

Peki kendi kendimize soralım. Neden seçime kadar bir kurşun bile sıkılmadı da,

seçimden sonra şehit haberleri, bombalamalar başladı.

O suçlu, bu suçlu.. Suçlu aramıyoruz.

Çözüm arıyoruz çözüm..

Vazgeçin PADİŞAHIM ÇOK YAŞA demekten..


Esen Kalın.